yıkılmayan adam V for Vendetta



Onların V for Vendettası Varsa Bizim de Yıkılmayan Adamımız Var

Arama kutusuna “Yıkılmayan Adam” yazarak bulduğum Cüneyt Arkın filminden kesitler izlerken kendimi, kendimce gururlanmış, kendimle konuşurken yakalıyorum;

“Onların V for Vendettası varsa bizim de Yıkılmayan Adamımız var.”

Rengi solmuş, cızırtılı, muhtemelen orijinal kopyası çok eski ve yıpranmış olduğu için video kaydına da öyle geçmiş belirip kaybolan çiziklerle dolu o eski Türk Sineması filmlerini restore edilmiş olanlardan daha çok seviyorum. Cüneyt Abi’nin bakışına, Kadir İnanır’ın duruşuna, Türkan Sultan’ın gözlerindeki buğuya hastayım ama en çok da üzerinden neredeyse yarım asır geçmesine ve defalarca izlememize rağmen karşımıza çıktığında gözümüzü alamadığımız o filmlerde verilmek istenilen mesajları seviyorum. Çoğu zaman verilmek istenilen o mesajlar filmin başrol karakterinin gölgesinde kalıyor, koca bir öyküyü eldeki sınırlı film şeridine sığdırma kaygısı yüzünden olsa gerek sahneler atlaya zıplaya geçiyor ama sonuçta anlatılmak istenilen bir şeyler var ve öyküleri üzerinde biraz düşündüğümde bizim o dönemdeki sinema filmlerimiz, sinema tarihine geçmiş pek çok yabancı filmden çok daha derinlikli geliyor.

V for Vendetta dediğin nedir ki? Bizimkilere göre muazzam bütçelerle, dönemine ait teknolojinin en uç olanaklarından yararlanılarak yapılan ve dünyanın hemen her yerinde izleyici bulan bir sinema filmini, bundan kırk elli yıl öncesinin araç gereciyle, kısıtlı bütçe, kısıtlı imkanla çektiğimiz bir filmle yarıştırmak değil tabii ki amacım. Otoriter yönetime savaş açıp, parlamento binasını bombalayan V’yi bizim kahramanımızla özdeşleştirmek hiç değil.

Evet V for Vendetta’yı yapanlar her bir sahnesi, her bir anı her bir repliği için çok daha uzun vakit ayırmış, daha çok insanla çok çok daha fazla çalışmış, çok daha fazla para harcamış, dünya çapında bir yapıt ortaya koymuşlar ama iddia ediyorum bizim Yıkılmayan Adamımız da özüyle teziyle diğerinden geri de değil tam tersi en az kırk yıl ileride. Cüneyt Abi’nin bir yumrukla üç adamı yere sermesini tebessümle izlerken V’nin ninjavari dövüş sahnelerini, elindeki bıçaklarla salam doğrar gibi adam doğramasını hiç yadırgamayışımızın onların bu teknik üstünlüğü ve sunum farkından başka sebepleri yok. Başkaldırılan zalimler farklı olsa da adı geçen filmlerin hikayeleri ve mesajları üzerinde şöyle bir düşündüğümüzde; V for Vendetta bizim Yıkılmayan Adamımızdan çok da farklı bir şey söylemez aslında; düzen değişecek, haklar alınacak, adalet yerini bulacak.

V baskıcı sıkı yönetim uygulayan ve özgülükleri insanların elinden alan bir yönetime savaş açmışken, her ne kadar suç dünyasının içinde olsa da adaletsiz düzene savaş açmıştır Yıkılmayan Adam. “Ülkeyi omuzlarında taşıyarak kara günlerden ak günlere çıkartan şerefli gaziye” sahip çıkar ve “Vatan namus natali kambus” sözleriyle alay etmeye çalışan zengin çocuklarını “Döverim ulen sizi, hepinizi döverim” diyerek madara ettiğinde koltuklarımız kabarır, içimizin yağları erir. Doğru ya da yanlış bir düşüncedir ayrı bir mesele ve ayrı bir konu ama o yılların sosyal içerikli filmlerinin klasik ana fikridir bu; bozuk düzenin nedeni para babaları, garibanı, işçiyi, emekçiyi ezen sömüren dev fabrika sahipleri, mafyoz iş adamlarıdır.

Hepsi bir yana Yıkılmayan Adam, V for Vendetta gibi gerçekte var olmayan distopik bir ülkeyi değil, gerçek gazete haberlerinin de araya sokulduğu gerçek bir ülkeyi anlatır. 70’li yılların yükselen işçi hareketleri, hak arayışı, emek, özgürlük gibi kavramlar o günlerin gerçek hayatında çokça dile getirilen gerçek kavramlardır. V ise karnı tok sırtı pek Batılı ’ya ellerindekine sahip çıkmamaları halinde -oldukça yaşlı olanları saymazsak- daha önce hiç yaşamadıkları bir kâbus senaryosunu gösterir.

Filmin sonunda Yıkılmayan Adamın kurşun yağmuru altında ayakta ölüşü ve öldükten sonra bile yıkılmayışı pek çoğumuza hadi canım dedirtmiştir ama aslında V’ nin efsane repliğiyle verdiği mesajı onlarca yıl önce vermeye çalışmıştır.

Üzerine yağdırılan kurşunlara hedef olmasına rağmen ölmeyen V hayret ve korkuyla kendisine bakanlara şunları söyler;

-Beni öldüremezsiniz. Bu maskenin altında etten fazlası var. Bu maskenin altında bir fikir var ve fikirlere kurşun işlemez

İşte bu yüzden ölse de yıkılmaz Yıkılmayan Adam.

Youtube Kanalımızı Ziyaret Ettiniz mi?

 

Diğer Yazıları da Okumak İçin Tıklayın




Bir Cevap Yazın